Gece Leyla’yı ayın on dördü,
Koyda tenha da yıkanırken gördü.
“Kız vücudun ne güzel böyle açık!
Kız yakından göreyim sahile çık!”
Baktı etrafına ürkek, ürkek
Dedi: “Tenha da bu ses n’olsa gerek?”
“Kız vücudun sarı güller gibi ter!
Çık sudan kendini üryan göster!”
Aranırken ayın ölgün sesini,
Soğuk ay öptü beyaz ensesini,
Sardı her uzvunu bir ince sızı;
Bu öpüş gül gibi soldurdu kızı.
Soldu, günden güne sessiz, soldu!
Dediler hep; “Kıza bir hal oldu!”
Ta içindendi gelen hıçkırığı,
Kalbinin vardı derin bir kırığı.
Yattı, aylarca devam etti bu hal.
Yattı, bir ses duyuyormuş gibi lal.
Sindi simasına akşam hüznü.
Böyle yastıkta görenler yüzünü,
Avuturlarken uzun sözlerle,
O susup baktı derin gözlerle.
Evi rüzgar gibi bir sır gezdi,
Herkes endişeli bir şey sezdi.
Bir sabah söyledi son sözlerini;
Yumdu dünya ya ela gözlerini;
Koptu evden acı bir vaveyla,
Odalar inledi; “Leyla! Leyla!”
Geldi köy kızları, el bağladılar,
Diz çöküp ağladılar, ağladılar.!
Nice günler bu ceametli ölüm,
Oldu çok kimseye bir gizli düğüm;
Nice günler bakarak dalgalara,
Dediler; “Uğradı Leyla Nazara.!”
Yahya Kemal BEYATLI
**********
Ölmeden Evvel Ölür Kişi
Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi,
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi..
Yahya Kemal BEYATLI
Y.Kemal BEYATLI