Menüler kısmından ayarlayınız.

İNSANDAN BİR UÇURUM

Birine ayaküstü uğrayıp ayrıldığınızda ‘ Ateş almaya mı geldin?’ sitemiyle karşılaşırsınız. Dostunuz sizi özlemiştir, çıkıp gelişinizden ne denli hoşnut kalmışsa ani gidişinizden o denli memnuniyetsizlik duymuştur. Kendisiyle biraz daha vakit geçirmenizi istemektedir. Anlamlı ve güzel vakit. Hoşça vakit.

 

Bir şiire uğradığınızda, alacağınızı bir an önce alıp gitmek isteyebilirsiniz. Bu da bir haktır ve kimi şiir size beklediğinizi hemen verir gerçekten. Öylesine açık, etkileyici ve çarpıcıdır ki sarsılır ayrılırsınız. İkinci gelişinizde aslında o kadar da açık olmadığını, daha derinde bir katmanda yeniden bir basınca dayanmanız gerektiğini fark etseniz bile. Görkemli örnekleri vardır bu şiirlerin. Öylesine görkemlidirler ki bir anlamda zarar verirler bize. Karşımıza aynı yüzle çıkmayan şiirlere karşı bir hoşgörüsüzlük, dayanıksızlık hali yaratırlar; geliştirirler.

Gül elbette güzeldir. Ne var ki her şiir “al gülünü ver gülümü,” türünden kısacık ilişkiler kurmak istemez sizinle. O daha çok “ateş almaya mı geldin, “ diye sorma eğilimindedir. Ateşe dalıp gittikçe kıvılcımların sıçramaya devam ettiğini göreceksiniz. Ve gözünüzü alan yepyeni pırıltılarla defalarca büyüleneceksiniz. Uzayıp giden bir ilişki.

“Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
gülünçtü tarih baktıkça insanlara.
Acının yurdu aşklar, yağmurun kırdığı
görüntü, cinayetlerin karaladığı atlas.”

Alıntıladığım bölüm boyunca bunu yapıyor Veysel Çolak. Ya bizzat yorulduğundan, ya okuru daha fazla yormak istemediğinden vazgeçmiş sonrasında ve klasik biçeme dönüş yapmış. Bir eleştiri alacaksa bu noktada almalı. O da belki. (Ne güzel gidiyordun, niye vazgeçtin?)

İlk dizeyi ve aynı yöntemle sonraki her dizeyi kesintisiz okuyalım. Duvara çarpıp ölecek olan denizdir, beklediğimiz. (özgürlüğüne uçan bir kuş gibi ölecek bu deniz)

Özgürlüğüne uçan kuş anlamdır ikinci dizede ve bu durumda anlamı bekliyorduk. Duvara çarpıp ölecek olan da odur.
Ağzımda kan tadı, saklanacak… (saklanmalı çünkü olumsuz / saklanmalı çünkü değerli ) diye düşünebilirsiniz.
Saklanacak su kıyısı uzakta, (bu yüzden) dağıldım… diye düşünebilirsiniz.

Kesintili ve kesintisiz her okumada anlamın, verilen duygunun çeşitlendiğini gözlerinizdeki bakışın ışığı kadar renklendiğini göreceksiniz.

Ve.
Her ne kadar zaman zaman rastlantılar yardım etse de, dikkatli bir tasarım, ince bir işçilik yatar bu tür şiirlerin arkasında.

Kısacası, “ceviz oynamaya geldim odana” türünden bir keyifle neşelenmek isteyenler için yazılmış şiir değildir bu.

Veysel ÇOLAK

“- GÜZEL SÖZLER: Ne kadar güzel deme. Ne kadar güzel yaratılmış de. Bediüzzaman Said Nursi