Menüler kısmından ayarlayınız.

Pir Sultan ABDAL Şiirleri-4

 

Pazarlık Mı Olur

Ilgıt ılgıt esen seher yelleri
Doğru gelir doğru gider mi yar yar
Hakkın emri ile çürüyen canlar
Verdiği ikrarda durur mu yar yar

Pazarlık mı olur adil dükkanda
Neylim muhabbetim yar kaldı sende
Bu divan olmazsa ulu divanda
Dost benim sualimi verir mi yar yar

Bahçemde açılmış yar gonca güller
Gülün fidanından sefil bülbüller
Aşıktan maşuğa da sarılan kollar
Bin yıl yerde yatsa çürür mü yar yar

ABDAL PİR SULTAN’ım gönlü zar olan
Döner mi sözünden gerçek er olan
Senin gibi ahtı sadık yar olan
Verdiği ikrardan döner mi yar yar

Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim

Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim
Hatırdan Gönülden Geçici Olma
Yiğidin Başına Bir Hal Gelirse
Bunu Ellere Açıcı Olma

Mecliste Arif Ol Kelamı Dinle

El İki Söylerse Sen De Bir Söyle
Elinden Geldikçe Sen İyilik Eyle
Hatıra Dokunup Yıkıcı Olma

El Ariftir Yoklar Senin Fendini
Dağıtırlar Tuzağını Bendini
Alçaklarda Otur Gözet Kendini
Kat-i Yükseklerden Uçucu Olma

Pir Sultan Abdalım Sözüm Başarır
Aşkın Deryasını Boydan Aşırır
Seni Bir Mecliste Hacil Düşürür
Kötülerle Konuş Gocucu Olma

Pir Sultan Abdal

Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmis

Dostun bahçesine bir hoyrat girmis
Korudur hey benli dilber korudur
Gülünü dererken dalını kırmış
Kurutur hey benli dilber kurutur

Şu meydanda serilidir postumuz (*)
Çok şükür Mevlâ’ya gördük dostumuz
Bir gün kara toprak bürür üstümüz
Çürütür hey benli dilber çürütür

Kendisi okur da kendisi yazar
Hak hilâl kaşına eylemiş nazar
Senin akranların cennette gezer
Hürüdür hey benli dilber hürüdür

Hangi dinde isen ona tapayım
Yarın mahşer günü bile kopayım
Eğil bir yol ak gerdandan öpeyim
Beri dur hey benli dilber beri dur

Dervişe n’olursa kendi tacından(*)
Irakibe ölüm yâre geçinden
Benzimin sarısı senin ucundan
Sarıdır hey benli dilber sarıdır

Pîr Sultan Abdal’ım başından başlar
İyisini yer de kemini taşlar
Bin çiçekten bir kovana bal işler
Arıdır hey benli dilber arıdır

Nazlı Yar

Nazlı yare selam saldım almamış
Almazsa gam değil almayıversin
nazlı yarde bana selam salmamış
Salmazsa gam değil salmayıversin

İstemem kaşların kara ise de
Ciğerden yüreğim pare ise de
Melhemi derdime çare ise de
Çalmazsa gam değil çalmayı versin

Yıktı viran etti gönül tahtımız
Ta e, zelden kara imiş bahtımız
Böylemiydi ikrarımız ahdımız
Gönül hayaline gelmeyiversin

Doksana vardı da yüz geçti ise
Aradan ahd aman söz etti ise
Pir Sultan Abdal’dan vazgeçti ise
Bergüzar saldığım elmayı versin

Sunam

Sabahtan cemalin seyran eyledim
Gönüller perişan elinden sunam
Nice bekleyeyim gurbet illerde
Hiç bilir yok mudur halinden sunam

Tıyg-ı gamzelerin müşk ü bü kokmaz
Yar ala gözlerin hışım ile bakmaz
Cemalin görene cennet gerekmez
Güneş midir doğdu yüzünlen sunam

Kemahlar giyinip zünhar bağlanmaz
Eser seher yeli teli ırganmaz
Sen gidelden deli gönül eğlenmez
Bir bergüzar versen telinden sunam

Sen seher yelisin gider gelmezsin
Gelirsen de bana baki kalmazsın
Seni uçuranlar murad almasın
Seni kim uçurdu gölünden sunam

Pir Sultan Abdal der cemalin güzel
Aradım bulamadım bir haber yazar
Şimdi senin ismin cenneti gezer
Kalma bizim için yolundan sunam

Kahpe Felek

Kahpe felek sana n’ettim n’eyledim
Attın gurbet ile taşımı felek
İbtida gülmeyen sonra güler mi
Akıttın gözümden yaşımı felek

Ben feleği gördüm elde var iken
Başım alam gidem derdim er iken
Kol kanat bağladım uçam der iken
Kırdın kanadımı kolumu felek

Bak’a şu feleğin işine bak’a
Götürün gömleği istemem yaka
Yönünü döndürmüş geliyor Hakk’a
Sen melamet ettin işimi felek

Pir Sultan Abdal’ım olmuşum hazer
Yarinden ayrılan dünyadan bezer
Ellere baktım ki salınıp gezer
Hemen bana ettin zulumu felek

Pir Sultan Abdal

Fetva Vermiş Koca Başlı Kör Kadı

Fetva vermiş koca başlı kör kadı
Şah diyenin dilin keseyim deyü
Satır yaptırmış Allah’ın laneti
Ali’yi seveni keseyim deyü

Şen kulların örüğünü uzatmış
Müminlerin baharını güz etmiş
On ikiler bir arada söz etmiş
Aşıkların yayın yaşayım deyü

Hakk’ı seven aşık geçmez mi candan
Korkarım Allah’tan korkum yok senden
Ferman almış Hıdır Paşa sultandan
Pir Sultan Abdal’ı asayım deyü

Felek Beni Nazlı Yardan Ayırdı

Ne güzel de muradıma ererken
Felek beni nazlı yardan ayırdı
Ak gül kırmızı gül dererken
Felek beni nazlı yardan ayırdı

Kızardı kayalar don giydi dağlar
Yeşil yaprak ile bezendi bağlar
Yar ile sahraya çıktığım çağlar
Felek beni nazlı yardan ayırdı

Demir kafes idim doldum ıssıldım
Kurulu yay idim durdum kasıldım
Yemeden içmeden sudan kesildim
Felek beni nazlı yardan ayırdı

Yaz gelende yazı yaban yurt olur
Ak sürüye kara koyun kurt olur
Sevip sevip ayrılması dert olur
Felek beni nazlı yardan ayırdı

Pir Sultan Abdal’ım inem yarışam
Yarışam da ummanlara karışam
Başına gelmiş yok varam danışam
Felek beni nazlı yardan ayırdı

 

 

 

 

 

.

Ağlama Gözlerim Mevlam Kerimdir

Gurbet elde bir hal geldi başıma
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

Huma kuşu yere düştü ölmedi
Dünya Sultan Süleyman’a kalmadı
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

Kağıda yazılmış ufak yazılar
Anadan ayrılmış körpe kuzular
Derdi olan yüreğinden sızılar
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

(Repertuvarda olmayan dörtlük)
Kağıt yok ki yazam yare gönderem
Ya ben ahvalimi kime bildirem
Can tatlıdır uram kendim öldürem
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

Abdal Pir Sultan’ım böyle buyurdu
Ayrılık gömleğim biçti geyirdi
Ben ayrılmaz idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

(Kurbani mahlaslı dörtlük)
Kurbani’yem bunu böyle buyurdu
Ayrılık gömleğin bize giydirdi
Ben ayrılmam idim felek ayırdı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

Ne Sen Beni Unut

Gel seninle ahd ü peyman edelim
Ne sen beni unut ne de ben seni
İkimiz de bir ikrarı güdelim
Ne sen beni unut ne de ben seni

Aman kaşı keman elinden aman
Sürdük sefasını etmedik tamam
Ehl-i irfan içre olduğum zaman
Ne sen beni unut ne de ben seni

Hem saza mailim hem de sohbete
Hem sana mailim hem de devlete
Aşkın ile düştüm diyar gurbete
Ne sen beni unut ne de ben seni

Yarimin cemali güneşte mahı
Sana aşık olan çekmez mi ahı
Getir ant içelim Kelamullahı
Ne sen beni unut ne de ben seni

Gitme dilber gitme yüzün göreyim
Al yanaklarına kurban olayım
Bir emanetim var sana vereyim
Ne sen beni unut ne de ben seni

Abdal Pir Sultan’ım çektiler dara
Düşmüşüm aşkına yanarım nara
Bakın ey erenler şu giden yara
Ne sen beni unut ne de ben seni

Pir Sultan Abdal

Deli Gönül İnil İnil İnleme

Deli gönül inil inil inleme
Kadir mevlam hasretime sal beni
Viranlıkta görsen baykuş sanırsın
Bir huma kuşuyum sen de bil beni

Ulu bezirganım kumaş satarım
Gökyüzünden uçan kuşu tutarım
Yetmiş iki dilden bilir öterim
Anın için fark edemez el beni

Ak pınarın boz bulanık seliyim
Ol sebepten aklım yoktur deliyim
Naci derler dört güruhun biriyim
Ararsan hak divanında bul beni

Gider idim ben de kendi işime
Aşkın doluları yağdı başıma
Ağu kattı benim tatlı aşıma
Ummanlara gark eyledi sel beni

Pir Sultan’ım ırak yoldan gelirsin
Gevherin kıymetini nerden bilirsin
Eksikliğim çoktur sen de bilirsin
Eksiklikle kabul eyle gel beni

Pir Sultan Abdal

Döndün Mü Benden Yüzü Dönesi

Döndün mü benden yüzü dönesi
Verdiğin ikrara saldım ben seni
İkrarı boynuna kement olası
Verdiğin ikrara saldım ben seni

Zemheride yağan karlar erimez
Aşk atına binen gönül farımaz
İkrar birdir iki yere verilmez
Verdiğin ikrara saldım ben seni

İkrar verdim ikrarıma güderim
İkrarsız dilberi ya ben n’iderim
Varıp bir ikrarlıya şefaat ederim
Verdiğin ikrara saldım ben seni

İkrar verir ikrarından dönücü
Arayıp da kendi gibisin bulucu
Bak sonunda gelsin hakkın kılıcı
Verdiğin ikrara saldım ben seni

Uzun yaylana da çıkmayım derdim
Soğuk sularını içmeyeim derdim
Serden geçip senden geçmeyim derdim
Verdiğin ikrara saldım ben seni

Pir Sultan Abdal’ım ahirim aman
Münkirin göynünden gitmesin güman
Şefaat etmesin o ahir zaman
Verdiğin ikrara saldım ben seni

Pir Sultan Abdal

Sabahtan Uğradım Ben De Suna’ma

Sabahtan uğradım ben de Suna’ma
Dedim, Şah’ım gafletlerden uyana
Eğildim lebine bir buse kıldım
Dedim uyan, dedi, var git o yana

İnci, sedef, mercan döken kamildir
Kamillere hizmet eden kamildir
Kamil otur, kamil söyle, kamil dur
Kamil demen cahil sözüne uyana

Niçin melil melil baktın bize yar
İhsan eyle, şirin söyle bize yar
Ben teklif eyledim, sen gel bize yar
Sakın ikrarından dönme o yana

Bak şu kamet şu gerdan ne şahane
Arz edeyim şu sultana şu han’a
Bizi bu aşkın oduna yakma
Umarım ki bizden beter o yana

Pir Sultan Abdal’ım gönlüm harabat
Aşık isen bir gül için hare bat
Menzil almaz bu meydanda harab at
Çevir başın dizginini o yana

Mürekkebim Yoktur

Mürekkebim yoktur bir defter edem
Yazam da sorayım yarime bari
Halden bilen yok ki halim arz edem
Bir nusha süreyim serime bari

Bari Halil gibi nare atılam
Aşkın ateşiyle yanam ütülem
Elinde yola kul olam satılam
Varam hizmet edem pirime bari

Yusuf gibi kuyulara indirsin
Kenan gibi şerbetinden kandırsın
Sadık dostum beni hem inandırsın
Sığınayım Gani kerime bari

Çoşkun sular gibi akam çağlayam
Sadık dostum yoktur gönül eyleyem
Güzel Şah’ı tenha bulam ağlayam
Belki derman ede derdime bari

Pir Sultan Abdal’ım niyazım Hakk’a
Hak cömerttir belki çırağımız yaka
Güzel Şah gelmez ki urganım çeke
Varam sallanayım darıma bari

Pir Sultan Abdal

Hızır Paşa Gibi Zalim Var İse

Hızır Paşa gibi zalim var ise
Ne yapayım benim de bir ahım var
Senin tuğlu padişahın var ise
Benim arkam kalem bir Allah’ım var

Şol icra Tanrı’sız yatmaz uyumaz
Kimsenin hakkını kimseye komaz
Hünkar sağır olmuş ünümü duymaz
Masumlar boğdurur padişahım var

Gönül verdim ikrar verdim Haydar’a
Geçmem beni etseler pare pare
Irafızı diye çektiler dara
Acep benim bunda ne günahım var

Pir Sultan Abdal’ım yed-ullahımız
Batına hükmeder padişahımız
Sahip çıkar miskin kul’Allah’ımız
Şefaat edecek güzel Şah’ım var