Menüler kısmından ayarlayınız.

Pir Sultan ABDAL Şiirleri-2

Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilirNemrut gibi Anka n’oldu
Bir sinek havale oldu
Davamız mahşere kaldı
Yarın bu senden sorulurŞah’ı sevmek suç mu bana
Kem bildirdin beni Han’a
Can için yalvarmam sana
Şehinşah bana darılırHafid-i Pelgamber’im has
Gel Yezid Hüseyn’imi kes
Mansur’um beni dara as
Ben ölünce il durulurBen Musa’yım sen Firavun
İkrarsız Şeytan-ı lain
Üçüncü ölmem bu hain
Pir Sultan ölür, dirilir

Pir Sultan Abdal

Derdim Çoktur

Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazalendi yürek yarası
Ben bu derde kande derman bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi

Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi

Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası

Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pir Sultan’ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geeçersin
Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi

Pir Sultan Abdal

Nasıl Yar Diyeyim

Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra

Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra

PİR SULTAN ABDAL’ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra

Pir Sultan Abdal

Be Sevdiğim

Be sevdiğim seni benden ayıran
Din iman bulmaya diyelim Allah
Şu sinemi aşk oduna dağlayan
Bekası olmayan diyelim Allah

Bir münafık sebep oldu bu işe
Umarım başına hem taşlar düşe
Kör yılanlar ura cesedi şişe
Eriye döküle diyelim Allah

O da benim gibi yana kuruya
Kısmeti tükene başı çürüye
Seyit Vakkas bir ok ura devire
Cennet’e girmeye diyelim Allah

Allah anı bin bir belaya ata
Kısmeti tükene vadesi yete
Yetmiş seksen sene döşekte yata
Yata da kalkmaya diyelim Allah

Pir Sultan Abdal’ım almadım hızaz
O kelp rakip bize eyledi garaz
Başka dertten gayrı bin kantar maraz
Gire de çıkmaya diyelim Allah

Pir Sultan Abdal

Ben De Şu Dünyaya Geldim Geleli

Ben de şu dünyaya geldim geleli
Emanetten bir don giymişe döndüm
Sahibi çıktıda elimden aldı
Koru yerde koyun yaymışa döndüm

O yar geldi geçti geri bakmadı.
Hendekler kazdırdım sular akmadı
Çok yuva bekledim cücük çıkmadı
Boş yuva beklemiş yoz kuşa döndüm

Pir Sultan abdalım bu dünya fani
Baştan başa kim sürdü bu devranı
Yarin bir çift sözü üşüttü beni
Yüce dağ başında donmuşa döndüm

Pir Sultan Abdal

Ben De Şu Dünyaya Geldim Giderim

Ben de şu dünyaya geldim giderim
Kalsın benim davam divana kalsın
Muhammed Ali’dir benim vekilim
Kalsın benim davam divana kalsın

Yorulan yorulsun ben yorulmazam
Derviş makamından ben ayrılmazam
Dünya kadısından ben sorulmazam
Kalsın benim davam divana kalsın

Ben de vekil ettim Bari Hüda’mı
O da kulu gibi zulüm ede mi
Orda söyletirler bir bir adamı
Kalsın benim davam divana kalsın

Mümin müslim düşürür de cem olur
Anda sınık yaralara em olur
Kara taş erir de safi mum olur
Kalsın benim davam divana kalsın

Pir Sultan Abdal’ım dünya kovandır
Gitti adil beyler kalan avamdır
Muhammed divanı ulu divandır
Kalsın benim davam divana kalsın

Pir Sultan Abdal

Aslı Nedir

Güzel Şah’ım çok yerlerden görünür
Aslı nedir neye verdin Bağdad’ı
Şahım birdir binbir dona bürünür
Aslı nedir neye verdin Bağdad’ı

Eremedim ben bu sırrın aslına
Yazık değil mi müminle müslime
Getirin Mervan’ı Bağdad üstüne
Aslı nedir neye verdin Bağdad’ı

Yok mu bunda erenlerin yardımı
Ne çekersin bu cefanın derdini
Yiğitlere ardır vermek yurdunu
Ah Hünkar’ım neye verdin Bağdad’ı

Geldi Mervan hendekleri doldurdu
Kırdı Hurmalığı aldı Bağdad’ı
Çığrışıp geliyor yeşil ördeği
Aslı nedir neye verdin Bağdad’ı

Pir Sultan’ım der ki üçler yediler
Kırklar da bu demde hazır idiler
Bağdad’ı Basra’yı verdi dediler
Aslı nedir neye verdin Bağdad’ı

Pir Sultan Abdal

Dönen Dönsün

Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte başım keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Bir gün mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orda bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

PİR SULTAN’ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Pir Sultan Abdal

Yanımızda İki Melekler Gezer

Yanımızda iki melekler gezer
Bin hayır biri şerrimiz yazar
Kahbe felek bizi aldatır üzer
Nerede seyreder andan haber ver

Cümlemizin başı Allah’tan ferman
İsmail Peygambere indi bir kurban
Bir ot biter bütün dertlere derman
Ol ot nerde biter andan haber ver

Sabahtan gün doğar gün dile doğar
Dal boynun eğdikçe rahmetler yağar
Bin bir gün içinde bir yıldız doğar
Yıldız nerde doğar andan haber ver

Musa Peygamber de atına bindi
Can cesetten çıktı nerede durdu
Peygamber uğrunda bir delil yandı
Delil nerde yanar andan haber ver

Pir Sultan Abdal’ım geldik de gittik
Gelirken giderken ne kazanç ettik
Yükünü yükletip kül olduk bittik
Yurdunda ne kalır andan haber ver

Pir Sultan Abdal

Mevlâ’m Çün Yarattı Ahmed’i Nurdan

Mevlâ’m çün yarattı Ahmed’i nurdan
İnsan olan gelir nura çevrilir
Böyle kurulmuştur bu çarh-ı devran
Mansur olan gelir dâra çevrilir

Yeğin sular dâim engine akar
Pervaneler özün odlara yakar
Serçe kanda olsa aslına çeker
Bülbül olan gelir güle çevrilir

Gümanlı gönülde nur mu eğlenir
Cennet haricinde hur mu eğlenir
Arısız kovanda bal mı eğlenir
Arı olan gelir bala çevrilir

Bir sürçmekle at ayağı kesilmez
Bir suç ile âdemoglu asılmaz
Bu yolu erenler kurdu basılmaz
Yol ehli kandaysa yola çevrilir

Pîr Sultan Abdal’ım yatır hastadır
Elinde gülleri deste destedir
Âdemoglu bir acayip nesnedir
Muhabbetle tatlı dile çevrilir

Pir Sultan Abdal

Şu Kanlı Zalımın Ettiği İşler

Şu kanlı zalımın ettiği işler
Garip bülbül gibi zaralar beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
İlle dostun bir fiskesi yaralar beni

Dar günümde dost düşmanım belli olur
Bir derdim varsa şimdi elli oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdalım can göğe almaz
Haktan emr’olmazsa rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı bana hiç değmez
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni

Pir Sultan Abdal

Şu Kanlı Zalımın Ettiği İşler

Şu kanlı zalımın ettiği işler
Garip bülbül gibi zaralar beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
İlle dostun bir fiskesi yaralar beni

Dar günümde dost düşmanım belli olur
Bir derdim varsa şimdi elli oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdalım can göğe almaz
Haktan emr’olmazsa rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı bana hiç değmez
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni

Pir Sultan Abdal