Menüler kısmından ayarlayınız.

Pir Sultan ABDAL Şiirleri

Açılın Kapılar Şah’a Gidelim

Hızır Paşa bizi berdar etmeden,
Açılın kapılar Şah’a gidelim,
Siyaset günleri gelip çatmadan,
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Bunda bilmeyeni bildirirler mi
Eli bağlı namaz kıldırırlar mı
Yoksa Şah diyeni öldürürler mi
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Aslımız Muhammet kıyman cellatlar
Üstümüzde bite davacı otlar
Ölüm Allah emri ya eziyetler
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Sağlıklı mı ola dostun illeri
Karşıda görünen tozlu yolları
Şah’tan elçi gelmiş dem bülbülleri
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Her nereye gitsem, yolum dumandır
Bizi böyle kılan, ahd-ü amandır
Zincir boynum sıktı hayli zamandır
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Güzel Şah’ım çıktı m’ola köşküne
Can dayanmaz gayretine müşkine
Seni beni Yaradan’ın aşkına
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Kapısı yok bacasından bakarım
Gözlerimden hasret yaşı dökerim
Şah’a giden bir bezirgan tutarım
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Pir Sultan Abdal’ım güzel şah canım
Ağlamaktır benim demim devranım
Arşta melek yerde çeşm-i efgânım
Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Pir Sultan Abdal

Ayrılık Derdinin Dermanı Nedir

Uğrum sıra giden Boz Atlı Hızır
Ayrılık derdinin dermanı nedir
Şu iki aleme olmuşsun nazır
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Sığanmıştır ağca kolda bilekler
Hak katında kabul olsun dilekler
Arş yüzünde secde kılan melekler
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Küseyim de ben yarime küseyim
Siyah zülfün mah yüzüne asayım
Kerbela’da yatan İmam Hüseyin
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Hani şu dünyanın toprağı taşı
Akıttım gözümden kan ile yaşı
Urum illerimin Hacı Bektaş’ı
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Ak saya giyinmiş incedir beli
Ben pirimi gördüm tatlıdır dili
Allah’ın arslanı Hazret-i Ali
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Gıcılar da dağlar başı gıcılar
Çıkmaz oldu içerimden acılar
Arafat Dağı’ndan gelen hacılar
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Dünyayı sorarsan bir dipsiz anbar
Ali’nin yoldaşı Zülfikar Kanber
Kabe’yi yaptıran Halil Peygamber
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Deryanın yüzünde dönen üç gemi
Yiyelim içelim sürelim demi
Geminin sahibi ol Hızır Nebi
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Pir Sultan Abdal’ım içtim cür’adan
Okudum ağını bilmem karadan
Yeri göğü cüml’alemi Yaradan
Ayrılık derdinin dermanı nedir

Pir Sultan Abdal

Sordum Sarı Çiğdeme

Sordum sarı çiğdeme
-Sen nerede kışlarsın
-Ne sorarsın hey derviş
Yer altında kışlarım

Sordum sarı çiğdeme
-Yer altında ne yersin
-Ne sorarsın hey derviş
Kudret lokması yerim

Sordum sarı çiğdeme
-Senin benzin ne sarı
-Ne sorarsın hey derviş
Hak korkusun çekerim

Sordum sarı çiğdeme
-Anan baban var mıdır
-Ne sorarsın hey derviş
Anam yer babam yağmur

Sordum sarı çiğdeme
Asacığı elinde
Hak kelamı dilinde
Çiğdemde dervişlik var

Pir Sultan’ım erlerle
Yüzü dolu nurlarla
Ak sakallı pirlerle
Çiğdemde dervişlik var

Pir Sultan Abdal

Yürü Bre Yalan Dünya

Yürü bre yalan dünya
Yalan dünya değil misin
Hasan ile Hüseyin’i
Alan dünya değil misin

Ali bindi Düldül ata
Can dayanmaz bu firkata
Boz kurt ile kıyamete
Kalan dünya değil misin

Tanrı’nın Arslan’ın alıp
Düldül’ü dağlara salıp
Yedi kere ıssız kalıp
Dolan dünya değil misin

Bak şu kaşa, bak şu göze
Ciğer kebap oldu köze
Muhammed’i bir top beze
Saran dünya değil misin

Pir Sultan’ım ne yatarsın
Kurmuş çarhını dönersin
Ne konarsın ne göçersin
Duran dünya değil misin

Pir Sultan Abdal

Ötme Bülbül Ötme

Ötme bülbül ötme şen değil bağım
Dost senin derdinden ben yana yana
Tükendi fitilim eridi yağım
Dost senin derdinden ben yana yana

Deryadan bölünmüş sellere döndüm
Ateşi kararmış küllere döndüm
Vakitsiz açılmış güllere döndüm
Dost senin derdinden ben yana yana

Haberin duyarsın peyikler ile
Yaramı sarsınlar şehidler ile
Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile
Dost senin derdinden ben yana yana

Abdal Pir Sultan’ım, doldum eksildim
Yemeden içmeden sudan kesildim
Zülfün kemendine kondum asıldım
Dost senin derdinden ben yana yana

Pir Sultan Abdal

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ya Eceldir Ya Didardır Ya Nasip

Kısmet verip bizi salan çöllere
Ya eceldir ya didardır ya nasip
Felek bizi saldı özge hallere
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Kısmet verip çevre çevre yeldirdi
Bilmediğim hikmetlere daldırdı
Çekip ayrılığın okun doldurdu
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Felek arka vermiş çerhin devine
Arıt kalbin evin iman sevine
Türlü dalga geldi gönlüm evine
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Muhannettir dünyasını kayıran
Şol Gani Settar’dır açlar doyuran
Beni de sevgili yardan ayıran
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Pir Sultan Abdal’ım der ki vardığım
Ulu dergahtır yüzler sürdüğüm
Bilmediğim hikmetleri bildiğim
Ya eceldir ya didardır ya nasip

Pir Sultan Abdal

Allah Allah Desem Gelsem

Allah Allah Desem Gelsem
Hakkın Divanına Dursam
Ben Bir Yanıl Alma Olsam
Dalında Bitsem Ne Dersin

Sen Bir Yanıl Alma Olsan
Dalımda Bitmeye Gelsen
Ben Bir Gümüş Çövmen Olsam
Çeksem İndirsem Ne Dersin

Sen Bir Gümüş Çövmen Olsan
Çekip İndirmeye Gelsen
Ben Bir Avuç Çavdar Olsam
Yere Saçılsam Ne Dersin

Sen Bir Avuç Çavdar Olsan
Yere Saçılmaya Gelsen
Ben Bir Güzel Keklik Olsam
Bir De Toplasam Ne Dersin

Sen Bir Güzel Keklik Olsan
Bir Bir Toplamaya Gelsen
Ben Bir Yavru Şahin Olsam
Kapsam Kaldırsam Ne Dersin

Sen Bir Yavru Şahin Olsan
Kapıp Kaldırmaya Gelsen
Ben Bir Sulu Sepken Olsam
Kanadın Kırsam Ne Dersin

Sen Bir Sulu Sepken Olsan
Kanadım Kırmaya Gelsen
Ben Bir Deli Poyraz Olsam
Tepsem Dağıtsam Ne Dersin

Sen Bir Deli Poyraz Olsan
Tepip Dağıtmaya Gelsen
Ben Bir Ulu Hasta Olsam
Yoluna Yatsam Ne Dersin

Sen Bir Ulu Hasta Olsan
Yoluma Yatmaya Gelsen
Ben Bir Can Alıcı Olsam
Canını Alsam Ne Dersin

Sen Bir Can Alıcı Olsan
Canımı Almaya Gelsen
Ben Bir Cennetlik Kul Olsam
Cennete Girsem Ne Dersin

Sen Bir Cennetlik Kul Olsan
Cennete Girmeye Gelsen
Pir Sultan Üstadın Bulsan
Bilecek Girsek Ne Dersin

Pir Sultan Abdal

Geçti Dost Kervanı

Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası gözümde tüter
Bu ayrılık bize ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni

Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize ölüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni

Pir Sultan Abdal’ım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni

Pir Sultan Abdal

Bir Güzelin Aşığıyım

Bir güzelin aşığıyım erenler
Onun için taşa tutar el beni
Gündüz hayalimde gece düşümde
Kumdan kuma savuruyor yel beni

Al gül olsam al gerdana takılsam
Kemer olsam ince bele sarılsam
Köle olsam pazarlarda satılsam
Yarim deyi al sinene sar beni

Abdal Pir Sultan’ım gamzeler oktur
Hezaran sinemde yaralar çoktur
Benim senden özge sevdiğim yoktur
İnanmazsan git Allah’a sor beni

Pir Sultan Abdal

Bin Cefalar Etsen Almam Üstüme

Bin cefâlar etsen almam üstüme
Gayet şirin geldi dillerin dostum
Varıp yad ellere meyil verirsen
Kış ola bağlana yolların dostum

İlâhi onmaya yardan ayıran
Bahçede bülbüller ötüyor uyan
Kula gölge olsa Allah’a ayan
Senden ayrılalı gülmedim dostum

Pir Sultan Abdal’ım gülüm dermişler
Bu şirin canıma nasıl kıymışlar
İster isem dünya malın vermişler
Sensiz dünya malın neylerim dostum

Pir Sultan Abdal

Ah Hüseyin Vah Hüseyin

Alemlerin serverisin
Ah Hüseyin, vah Hüseyin
Şehitlerin serdarısın
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Hasan, Hüseyin’in yari
Muhammed’in gözü nuru
Hem Ali’nin yadigarı
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Zuhur oldun İmam Zeynel
Muhammet Bakır’dan evvel
Didene yanayım gönül
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

İmam Cafer’dir yarimiz
Musa-i Kazım şahımız
Budur şems ile mahımız
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Ali Musa ilim hüner
Muhammet Taki el sunar
Hüseyin’im deyip yanar
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Ali Taki, Hasan Asker
Muhammet Mehdi ser-defter
İmam-ı Seyyid-i ekber
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Pir Sultan haber ver dosttan
Bülbül ötüyor kafesten
Hem gül ağlar, hem gülistan
Ah Hüseyin, vah Hüseyin

Pir Sultan Abdal