Menüler kısmından ayarlayınız.

Hakikat-Halimiz-İşim Acele

Hakikat

Allah’a hakikatten yola çıkmak, meşakkat;
Allah’tan yola çıkıp varılan şey, hakikat…

Necip Fazıl Kısakürek

Halim

Bilmem hangi alemden bu toprağa düşeli,
Yataklara serildim cam kırığı döşeli.
Kaam bir cenk meydanı kokusu kan ve barut,
Elindeyse düşünme,gücün yeterse unut!
Takılıyor yerdeki gölgelere ayağım,
Sanki arz delinecek ve ben yutulacağım.
Bana yanmak düşüyor yangın görsem resimde,
Yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde
Alırken dilenciyim veririken de borçluyum,
Kalmadı eşya ile aramda hiç bir uyum
Taş taş üstüne koysam bozuk diyorlar devir,
Bir ok çeksem diyorlar peşinden koş ve çevir!
Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık,
Kimse edemez bana benim kadar düşmanlık.
İşte; şüpheci aklı çatlatan korkunç nokta;
O ki,sonsuz var,nasıl aranır dipsiz yokta
Varlıkta, yoklukta herşey onun kulu,
Bu noktaya vardım mı el tutuk dil burkulu!
Allah’ı hakikate soran kafa ne sakat,
Hakikatte ne? Hakkın muradıdır hakikat.
Balonunu kaçırmış çocuk gibi ağla dur,
Rabbim böyle emretmiş ya dize gel ya kudur!
Hayat bir zar içinde hayatı örten bir zar
Bana da hayat yeri “Bağlum”köyünde mezar…

1982

Hani Ya

Gözüne mil çekersen
Görünür gerçek dünya
Aynalarda sen, hep sen
Dost, sevgili, hep riya..!

Kaç, kurtul kelimeden
Ağlamdan,gülmeden !
Hani ya sen ölmeden,
Ölecektin, hani ya….?

HAYAT

Elindeyse zamana geçme dur diye dayat!
Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat…
1978

HEY

Neye baksam aynı şey,neyi görsem aynı şey,
Olan sensin hey gidi hakikat sultanı hey.

HİÇ

Âlemin küfre göre, hem başı, hem sonu “hiç”
“İki hiç” arasında varlık olur mu hiç?

İHTİZAZ

Renkte, seste, ışıkta her şeyde bir ihtizaz;
Her şeyde bir titreşim, zikir, fikir ve niyaz…

İŞ

Nasıl_niçin delisi aklı susturmakta iş;
Sırtında binlerce yük namaza durmakta iş…
1978

İŞİM ACELE

Gökte zamansızlık hangi noktada?
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!

Gençlik… Gelip geçti… bir günlük süstü;
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
Eser darmadağın, emek yüzüstü;
Toplayın eşyamı, işim acele!

(1972)

Hâl

Pencereme vurmayın, ödüm patlayabilir;
Dokunmayın, vücudum boşluğa kayabilir…

Halimiz

Nedir Allah’ım nedir bu diyarin şu hali?
Bezginlikten ruhunu kaybetmiş bir ahali;

Ve bir mecnun idare,tam da hastahanelik…
Öyle davranışlar ki,destanlık,efsanelik…

Ne bilgi,ne düşünce,ne gelenek,ne nizam;
Anladıkları tek şey,zam ve zam üstüne zam.

Binada mukavemet hesabı var bilmezler;
Önün uçurum dersin,eğil bak,eğilmezler.

Resmi geliri dört ise,gideri kırk,aile
Ahlaki-iktisadi,bu ne biçim haile?

İş mi; kullanılamaz insan gücünü ihraç!
Milli aczi satarak elde edilen haraç…

Bu iş,gavurdan,milli acze kira istemek;
Ben bir beygir gücüyüm,onu sen kullan, demek!

Üstelik,gelen para küflendikçe kasada;
Bataklıkla kuraklık, yanyana piyasada.

Habire enflasyonla sağlanan ödemeler;
Ve üstelik, bu vatan kalkınıyor, demeler…

Bir deli ki,avlanır,güya giderken ava;
Ağız yolunu bilemez kaşık çalar pilava.

Hepsinden baskını şu:Particilik gayreti!
Kahramanları sahte,dünyaları iğreti.

Alternatif, paralel,boş kelimelerden sis;
Heposinde “ben”davası; aşk ölü,vicdan hasis

Mehmetçiğin sırtından birbirini gammazlar;
Kıbrıs’ta köprü kurar,hükümet kuaramazlar!

Kurt,kuzuve ot nasıl geçirilir karşıya?
Oy boncuğu sürmenin tam zamanı çarşıya.

Bütün hesapları bu,bütün kaygıları bu! ..
Ve rejim ellerinde el sürülmez bir tabu.

Örter de toprak saçıp köpek kazuratını,
Gezdirir mini etek köpeklik beraatını.

İslam’a serbest olan,camilerde mahpusluk;
İman,fikir,ruh,lisan,suyu kesilmiş musluk.

Kalpleri dinler sağır,kılavuzluk eder kör;
Dindara çağ dışı der,çağı bilmez profösör…

Ruhsal,parasal,soyut,boyut,yaşam,eğilim…
Ya bunlar türkçe değil,yahut ben türk değilim!

Oysa halis türk benim,bunlar işgalcilerim;
Allah türke acısın,yalnız bunu dilerim.

1973

Necip Fazıl Kısakürek

HÜNER

O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrail’e ‘hoş geldin! ‘ diyebilmekte hüner…

İste

 

Verirler “ben acizim, kudret senin” dedikçe
Verenin şanı büyük, sen iste istedikçe! ..