Menüler kısmından ayarlayınız.

Melih Cevdet ANDAY

Şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarı.

Lise arkadaşları Orhan Veli ve Oktay Rifat’la birlikte ortaya çıkardıkları Garip Akımı ile Türk şiirindeki yenilenmeyi başlatmıştır. Kolları Bağlı Odysseus ile kendine özgü felsefi şiir akımını başlatmış, Garip Akımı`ndan ayrılmıştır. UNESCO’nun Courrier dergisi, 1971 yılında onu Cervantes, Dante, Tolstoy, Unamuno, Seferis ve Kawabata düzeyinde bir edebiyat adamı olarak gördüğünü açıklamıştır.

İstanbul’da doğan Melih Cevdet Anday’ın çocukluğu Kadıköy Bahariye’de geçti. Ortaokula kadar İstanbul’da eğitim gördü. Liseyi ise Ankara’da, Gazi Lisesi’nde tamamladı. Lisede okuduğu sırada, Orhan Veli ve Oktay Rifat ile tanıştı.

Liseyi bitirdikten sonra bir süre Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne kaydoldu. Ancak Devlet Demiryolları’nda memur olarak çalıştığı için öğrenimine devam edemedi. Çalıştığı kuruluş tarafından sosyoloji öğrenimi görmek için Belçika’ya gönderildi.

Ukde isimli şiiri 1936’da Varlık Dergisi’nde yayımlandı. Bunun ardından şiirleri Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde yayınlandı. Orhan Veli ve Oktay Rifat ile birlikte 1941 yılında Garip isimli şiir kitabını çıkardı.

Hasan Âli Yücel’in tavsiyesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğü’ne memur olarak atandı. 1946 seçimleriyle birlikte bakanlığın el değiştirmesi sonrasında önce yeniden askere alındı, sonra Konya’ya atandı. Ancak bu atama daha sonra geri alındı. Anday, bir süre sonra bu görevinden ayrılarak İstanbul’a döndü.

1953-1954 yılları arasında Akşam Gazetesi’nin edebiyat ve sanat sayfasını hazırladı. Fikirleri sebebiyle işten çıkarıldı. Doğan Kardeş Yayınları’na geçti ve çeviriler yaptı. Buradaki görevinden de aynı sebeple ayrılmak zorunda kaldı.

1958’den itibaren Tercüman, Büyük Gazete, Yeni Tanin ve İkdam’da kendi adıyla ve çeşitli takma adlarla denemeler ve makaleler yazdı, tefrika romanlar yayınladı. 1960’ta Nadir Nadi’nin desteğiyle Cumhuriyet’te köşe yazıları yazmaya başladı. Bu gazetedeki yazılarını 1997’ye kadar sürdürdü.

1956’da yayınladığı Yanyana isimli şiir kitabı, 142. maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle 1964’te yasaklandı. Anday gerek şiir kitaplarıyla, gerekse daha sonraları yöneldiği roman ve tiyatro alanlarındaki yapıtlarıyla birçok ödül aldı.

Anday, İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nde diksiyon, özel bir tiyatro okulunda mitoloji dersleri verdi. 1964-1969 yılları arasında TRT’de yönetim kurulu üyeliği, 1979-1980 yıllarında da Paris’te eğitim müşavirliği görevlerinde bulundu.

Solunum ve böbrek yetmezliği tanısıyla Marmara Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’ne kaldırılan Melih Cevdet Anday, 28 Kasım 2002’de 87 yaşındayken vefat etti. Büyükada mezarlığında toprağa verildi.

Anday, eserlerinde kendi adı haricinde şu takma adları da kullanmıştır: Yaşar Tellidede, Niyaz Niyazoğlu, A. Mecdi Velet, M. C. A., H. Mecdi Velet, Yaşar Tellidere, Gani Girgin, Zater, Yaşar Tellioğlu.

Eserleri

Şiir
Garip (1941, Orhan Veli ve Oktay Rifat’la birlikte)
Rahatı Kaçan Ağaç (Ölmez Eserler, 1946)
Telgrafhane (Yeditepe, 1952)
Yanyana (Yeditepe, 1956)
Kolları Bağlı Odysseus (Yeditepe, 1962)
Göçebe Denizin Üstünde (Cem, 1970)
Teknenin Ölümü (Sander, 1975)
Sözcükler (İş Bankası, 1978, toplu şiirler)
Ölümsüzlük Ardında Gılgamış (Ada, 1981)
Tanıdık Dünya (Adam, 1984)
Güneşte (Adam, 1989)
Yağmurun Altında (Adam, 1995)

Şiir Çevirileri
Annabel Lee – Edgar Allan Poe
Atlının Türküsü – Federico Garcia Lorca
Ben de – Langston Hughes
Bir Zenci Kızın Türküsü – Langston Hughes
Çayhane – Ezra Pound
Gece. Şehir Uyumuş. – Aleksandr Blok
Hürriyet – Paul Éluard
Kanun – Wystan Hugh Auden
Pan Öldü – Ezra Pound
Şiir Sanatı – Paul Verlaine

Roman Çevirisi
Buz Sarayı (1973 – Tarjei Vesaas)
Ölü Canlar (1982 – Gogol)
Babalar ve Oğullar (1983 – Turgenyev)
Roman[değiştir kaynağı değiştir]
Zifaftan Önce (1957 – Murat Tek adıyla)
Yağmurlu Sokak (1959 – Murat Tek adıyla)
Dullar Çıkmazı (1962 – Murat Tek adıyla)
Bir Gecede Üç Erkek (Murat Tek adıyla)
Aylaklar (Remzi, 1965)
Gizli Emir (Bilgi, 1970)
İsa’nın Güncesi (Hürriyet, 1974)
Raziye (Altın, 1975)
Meryem Gibi (Simavi, 1991)
Birbirimizi Anlayamayız (Simavi, 1992)

Deneme
Doğu, Batı (Ataç, 1961)
İngiliz Edebiyatından Denemeler (Oluş,1964)
Konuşarak (Dönem, 1964)
Gelişen Komedya (Çan, 1965)
Sovyet Rusya (Gerçek, 1965)
Yeni Tanrılar (Çağdaş, 1974)
Sosyalist Bir Dünya (Çağdaş, 1975)
Dilimiz Üstüne Konuşmalar (TDK, 1975)
Maddecilik ve Ülkücülük (Sander, 1977)
Anadolu’da ve Sosyalist Ülkelerde (Çağdaş, 1977)
Yasak (Çağdaş, 1978)
Paris Yazıları (Adam, 1982)
Açıklığa Doğru (Adam, 1984)
Akan Zaman, Duran Zaman (Adam, 1984)
Sevişmenin Güdüklüğü ve Yüceliği (Çağdaş, 1990)
Yiten Söz (Adam, 1992)
Aldanma ki (Remzi, 1992)
Geleceği Yaşamak (Adam, 1994)
İmge Ormanları (Adam, 1994)

Şiir Üzerine Yazılar
Anlamın Anlamı
Çağlar Geçiyor
Şiir Üzerine
Şiirin Vazgeçilmez Üç Dönemi
Şiirin Anlamı
Uzun Şiir – Kısa Şiir
Yarın Düşüncesi

Tiyatro Oyunu
İçerdekiler (1965)
Mikadonun Çöpleri (1967)
Yarın Başka Koruda
Dikkat Köpek Var
Ölüler Konuşmak İster
Müfettişler (1972)
Ölümsüzler (1984)

Ödülleri
1970 TRT Roman Armağanı (Gizli Emir ile)
1973 TDK Çeviri Ödülü (Buz Sarayı ile)
1976 Yeditepe Şiir Armağanı (Teknenin Ölümü ile)
1978 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü (Sözcükler ile)
1981 İş Bankası Büyük Ödülü (Ölümsüzlük Ardında Gılgamış ile)
1984 Enka Sanat Ödülleri (Mansiyon – Ölümsüzler ile)
1991 TÜYAP Onur Ödülü
2000 Aydın Doğan Vakfı Şiir Ödülü


Telgrafhane

Uyuyamayacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen simdi issiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis cani gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.

Melih Cevdet Anday

Islık Çalmak

Balıklar için deniz lazım,
Sevişmek için işsiz olmak
Ve geceleri yatakta
Duymamak için tabanların sızısını
Zengin olmak lazım.
Halbuki ıslık çalmak için
Birşey lazım değil.

Melih Cevdet Anday

Tek Başına

Ölürken çocuklarımı unuttum
Küçük deniz kirpikleriyle sabah
Denedim bütün sabahları.

Sana sürgünümün şarabını bıraktım al
Mumlarını güzelliğin ve hiçliğin
Bir de kaygumun soluk ellerini.

Denedim bütün ölümleri
Ama görmedim büyülü ağaç
Ezilmiş sevdaların giysileri.

Sana ayrılığın yayını bıraktım al
Bir de adını bilmediğim gökyüzünü
Lamalar gibi koşar bozkırda.

Oysa ölümsüzlük şuracıkta,kar
Güneşi gibi doldurmuş odayı,basit,
Anlamsız ve tek başına.

Ayaklarım hayvan,üstüm başım bitki
Denedim bütün vakitleri al
Başka türlü geçmeyen bir vakitti.

M.C.Anday

Melih Cevdet Anday

Bizden Sonra

Haydi burda öl dediler bana
Ölmek istemiyorum demedim
Demedim ama
Şimdi bilmek istiyorum
Toprak gene bizim zamanımızdaki gibi mi sürülecek?
Tezgah başında çalışırken
Gene denizde,güneşte mi kalacak adamın aklı?
Biz nasıl olsa öldük.
Artık ne çiçek koklamak.
Ne de ötekine berikine içerleyip
Rakıya sarılmak var bizim için?
Hiç hiçbir şey kalmadı.

Bari bizden sonra ne olacağını bilsek…

MC Anday

Melih Cevdet Anday

ANI

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma

Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma

Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma

Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken bu dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma

Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma

Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.

Melih Cevdet Anday
Medeniyet

Şu haline bak da utan!
Ne okuma bilirsin ne sayı,
Ne üstünde var ne başında,
Ne midende ne kursağında,
Bari gel de görgünü arttır
Medeniyet öğren ayı.
Yemek masası nedir, peçete nedir,
Çatal bıçak nedir gör!
Giymek şart değil ya,
Ayakkabı gör gömlek gör
Jartiyer bile görsen faydası var.
Tarak deyip de geçme
Saçını tara da gör
Kafan nasıl işlemeye başlar.
Kanalizasyon gördün mü sen hiç?
Gel de kanalizasyon gör
Yemek şart değil ya
Döner kebap gör, su böreği gör,
Ekmek gör be ekmek,
Ne görsen faydası var!

Melih Cevdet Anday

Ölmüş Bir Arkadaştan Mektup

Eskisi gibi yaşıyorum
Gezerek, düşünerek..
Yalnız biletsiz biniyorum vapura, trene
Pazarlıksız alış-veriş ediyorum.

Geceleri evimdeyim, rahatım yerinde
(Bir de sıkılınca pencereyi açabilsem)
Ah… başımı kaşımak, çiçek koparmak
El sıkmak istiyorum arada bir..

Melih Cevdet Anday

Yalan

Ben güzel günlerin şairiyim
Saadetten alıyorum ilhamımı
Kızlara çeyizlerinden bahsediyorum
Mahpuslara affı umumiden…
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babası cephede kalan çocuklara…

Fakat güç oluyor bu işler
Güç oluyor yalan söylemek…

Melih Cevdet Anday