Menüler kısmından ayarlayınız.

KEMALPAŞAZADE(1469-1534)

Kanûnî Sultan Süleymân devrinde şeyhülislâmlık yapan ve hukuk, tarih,kelam ve tefsir alanında yazdığı eserlerle çok yönlü bir âlim olduğunu gösteren İbniKemâl (1468-1534) aynı zamanda şiir alanındaki ustalığıyla da 16. yüzyılın önemlişâirleri arasında yer alır.

Yavuz Sultan Selîm devrinin ünlü âlimi Şeyhülislâm Kemâl Paşazâde, kendisine şöhretini kazandıran ilim adamlığının yanı sıra divan
sahibi bir şairdir. Dedesi Kemâl Paşa’ya izafeten İbni Kemâl olarak daanılan bu büyük âlim, şiirlerinde mahlas kullanmamıştır. Bu yüzden şiirleri başkalarına mal edilmiş, bu durum, kimi araştırmacıları vahim hatave yanılgılara sürüklemiştir.

Gazel
Dil açılmaz dîde giryân olmasa
Tâzelenmez sebze bârân olmasa
Hil’at-i vaslına olmazdı bahâ
Havf eğer peşinde hicrân olmasa
Cânı için ister el cânânını
Ben n’iderdim cânı cânân olmasa
Karşına ağzın açıp kalmazdı gül
Sen yüzü gülzâra hayrân olmasa
Nakd-i eşki dağıtır sensiz gözüm
Kişi dünyâyı n’ider cân olmasa
KITA
Mansıbda bir olsa dahi ger âlim ü câhil,
Zâhirde müsâviyse hakîkatte bir olmaz.
Altun ile faraza ki berâber çekile seng,
Vezn içre bir olmak ile kıymette bir olmaz.
BERCESTELERİ
“Kısmetindür gezdiren yer yer seni,
Arşa çıksan, âkıbet yer yer seni”
“Eline nefsinin verip kazma
Yoluna kimsenin kuyu kazma.
Her kim ki gayrın yolunda kazdı kuyu,
Kendi düştü kuyuya yüzü koyu.”.
“Sakla kurt enciğin derin soysun
Besle kargayı gözlerin oysun.”
“Gerektir hile erlik ile bile
Ki erlik ondurur, dokuzu hile./
Biter tedbir ile bitmez ceyşle iş,
Anun için derler, “ed-tedbîrü ve’l ceyş.”
KITA
Tiz olma teemmül kıl
Her hâle tahammül kıl
Allah’a tevekkül kıl
Tedbiri bozar takdir.
KITA
Duyup savt-i ilâhîden sehergâh
Sadâ-yı âyet-i tûlû ilâllah
Uyup bilmezleriyle nefs-i şâma
Hatâlar itmişüz estagfirullah
Ölümden kurtuluş yoktur cihânda
O derdi çekmez olmaz ins-ü canda
Kişinin ömri çünkim âhir ola
Yeg olur kim gazâ yolunda öle
Kısmetindir gezdiren yer yer seni,
Arşa çıksan âkıbet: yer, yer seni.
Ânın içün, ânın adı yer oldu,
Önce besler, sonra kendi yer seni
Tercî-i bend
(Mersiye)
Çözdü saç açtı baş tuğ u alem
Büktü bel döktü yaş tîğ u kalem
Kana boyandı bayrağın yüzü
Beli büküldü yayın oldu ham
Vurdu göğsünü gök gök eyledi mâh
Oldu yıldızların gözü pür-nem
Şafak ol denli döktü yaşını kim
Dâmen-i çarhı eyledi pür-dem
Subh-dem derd ile bir âh etti
Kim söyündürdü mâh şem’in o dem
Geceden dehr geydi kara pelâs
Tuttu şâh-ı cihân için mâtem
…..
Çarh-ı bî-rahm ona bir zahm vur
du ki bulmadı kimseler merhem
Gör ne acıyla eyledi teslîm
Cân-ı şîrîni hüsrev-i âlem
Öldü Sultân Selîm hayf u dirîğ
Hem kalem ağlasın anı hem tîğ
BERCESTELERİ
“İki karpuz bir el ile tutulmaz,/
Bir el ile iki aduv yutulmaz.”
…….
Nâ-ehil olur muârız-ı ehl,
Her Ahmed’e bulunur Ebû Cehl.
…………..
Göz yum cihândan, aç gözünü kendi hâline,
Sen göz yumup açınca, bu dünyâ gelir gider.
………..
Ölümden kurtuluş yokdur cihânda,
O derdi çekmez olmaz üns-ü-canda…
………
Kişinin ömri çünkim âhır ola,
Yeg oldur kim gazâ yolunda öle.
……
BERCESTELER
“Hemişe çok yanılır söyleyen çok
Ki söyler bulduğun dilde kemik yok.”

“Kıl iyilik suya at, bile balık
Balık bilmezse bilir anı Halık.”

“Ululuk kişiye Hak’tan atadur,
Küçük görmek uluları hatâdur.”


“Kişinün kadri eldeyken bilinmez,
Yerinde gevhere rağbet kılınmaz.”

“Kuru yaş ile âdem baş olmaz,
Kişiden iş sorulur yaş sorulmaz.”

Haberler ululardan naklolunur
Her Firavun’a bir Mûsâ bulunur.
Cümle halk ehl-i sefer âlem müsâfirhânedir.
Bir mukîm âdem bulunmaz hayme-i eflâkde.