Çağrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti..
Yüz bin mihnet çektim bir bağ bezettim
Yari ben besledim el aldı gitti..
Nice mihnet çektim bin daha gerek
Hayli ômür ister bir daha görek
Nazlı yarim aldı o kanlı felek
Aktı gözüm yaşı sel oldu gitti..
Nazlı yardan kem haberler geliyor
Dostlarım ağlıyor düşmanlar gülüyor
Dediler ki sefil Emrah ölüyor
Kimi kazma kürek bel aldı gitti..
Erzurumlu Emrah
KOŞMA
Hiyleye yüz tuttu asırda insan,
Mürüvvet, merhamet, hürmet kalmadı.
Fısk bir âlûde oldu âbidân,
Cihânda bir temiz tıynet kalmadı.
Herkes mâil oldu süse, ziynete,
Erenler çekildi künc-i vahdete,
Bir ehli gelmiyor sadr-ı devlete,
Feyz alacak sâhib-himmet kalmadı.
Bu pendim uşşâka olsun yâdigâr,
Dâim fitne, fesâd oldu âşikâr.
Cümlemiz hıfz etsün, Ol Perverdigâr,
Pâk-i dâmen ehl-i iffet kalmadı.
Gafletle geçirme ömrünü Emrah,
Kime arz edersin hâlini Emrah,
Hâle tebdil eyle kâlini Emrah,
Seni gûş edecek şefkat kalmadı.
Erzurumlu Emrah
İÇER ŞARABI…
Sofi müselles der içer şarabı,
Gelir nısfet ile nasahat verir,
Sim gibi aguşa çeker dilberi,
Sorsan eğer başka bir suret verir.
Bazı dervişler var tarikte seyyah,
Sorsan tarikatten değildir agah,
Bir destur öğrenmiş bir de eyvallah,
Yoktan mürîdana bir himmet verir.
Sofi senin fendin bana yalandır.
Suretperest olmak dîne ziyandır,
Bilmezsin içtiğin peymane kandır,
Ayine-i kalbe kudüret verir.
Emrah hevadan geç istersen cemal,
Terk-i heva ile kesb olur kemal,
Bu dil bu güftügü bu bî-hude kal,
İki alemde de nedamet verir.
Erzurumlu Emrah
Kerem kıl ey saki yüz verme bana
Gönül o yüzlerden fariğdi gitti
Sevda illetinden açma söz bana
O illet bana bir nar idi gitti
Evvelden gül gübü olurdum handan
Şimdi bülbül gibi kalmışım giryan
Ya nice ağlayıp etmeyim efgan
Yarim sadakatli yar idi gitti
Gözlerim yarin muvafık ismi
Hüsnüne düşmüştür mutabık ismi
Ne zaman okunsa bir aşık ismi
Derler ki Emrah var idi gitti
Erzurumlu Emrah
Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok
Dedim ölüm vardır dedi aynımda
Dedim zulüm vardır dedi boynumda
Dedim gül memeler dedi koynumda
Dedim ver ağzıma dedi ki yok yok
Dedim Erzurum nedir dedi ilimdir
Dedim gider misin dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satar mısın dedi ki yok yok
SABAH
Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun, dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır, dedi ki yok yok
Dedim inci nedir, dedi dişimdir
Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir, dedi yaşımdır
Dedim daha var mı, dedi ki yok yok
Dedim Erzurum nen, dedi ilimdir
Dedim giderm misin, dedi yolumdur
Dedim Emrah nedir, dedi kulumdur
Dedim satar mısın, söyledi yok yok
Erzurumlu Emrah
BELALARA
Bin kere nasihat eyledim sana,
Gönül düşme dedim bu deryalara,
Sen guş huşunu vermedin bana,
Düşürdün başımı ne belalara.
Vaktin dilberinde namus ar olmaz,
İkrarında sabit ber-karar olmaz,
Aldatırlar seni sana yar olmaz,
Gönül niçün düştün bi-vefalara.
Münafık sözüne gel gitme beyim,
Hatır-ı mahzunum incitme beyim,
Dert-ment Emrah’a cevr etme beyim,
Zird dayanılmaz bu cefalara.
Erzurumlu Emrah
GENE BAHAR OLDU
Gene bahar oldu, açıldı güller
Bülbül-ü şeydalar bağlarda gezer.
Bir saçı Leylâya meyil verenler
Elbet Mecnun olur, dağlarda gezer.
Ne sönmez ateştir aşkın ateşi
Gittikçe artırır serde savaşı
Yâr senin aşkından çeşmimin yaşı
Bahar seli gibi çağlar da gezer.
Emrah tek tıfıldan bağrı yanıklar
Bezm-i muhabbete kalbi sadıklar
Maşukundan cüda düşen âşıklar
Ruz-ü şeb ah eder ağlar da gezer.
Erzurumlu Emrah
Dedim dilber sen de sevdakar mısın
Dedi senden evvel nare ben yandım
Dedim doğru söyle bana yar mısın
Dedi sadık yarim gönülden andım
Dedim gel ağyarı feramuş eyle
Dedi terk eyledim gönlüm hoş eyle
Dedim cam-ı aşkı sen de nuş eyle
Dedi çoktan onu nuş edip kandım
Dedim gerdanına benler dizilmiş
Dedi görenlerin kalbi üzülmüş
Dedim mahmur musun gözler süzülmüş
Dedi hab-ı nazdan şimdi uyandım
Dedim Emrah gibi var mı aşığın
Dedi elbet benim senin layığın
Dedim halinden bil bağrı yanığın
Dedi bilmez idim anca inandım
Erzurumlu Emrah
Çağrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Yüz bin mihnet çektim bir bağ bezettim
Yari ben besledim el aldı gitti
Nice mihnet çektim bin daha gerek
Hayli ômür ister bir daha görek
Nazlı yarim aldı o kanlı felek
Aktı gözüm yaşı sel oldu gitti.
Nazlı yardan kem haberler geliyor
Dostlarım ağlıyor düşmanlar gülüyor
Dediler ki sefil Emrah ölüyor
Kimi kazma kürek bel aldı gitti
Erzurumlu Emrah
Tutam yar elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yareli bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir binin bilmez
Şu gözümün yaşın silmez
Yar ismini desem gelmez
Düşer dillere dillere
Emrah eder bu ünümdür
Arşa çıkar tütünümdür
Yare gidecek günümdür
Düşsem yollara yollara
Ercişli Emrah