Kekillerin Neşte Neşte
Zülüflerin rişte rişte
Aklım aldın bir görüşte
Ya hurisen ya ferişte
Gel ki sarılalım Selbi
Zülüflerin tutum tutum
Arasına güller katım
Bir gece sarılım yatım
Gel ki sarılalım Selbi
Zülüflerin burma burma
Sallanıp karşımda durma
Ölürsem sen kanlım olma
Gel ki sarılalım Selbi
Zülüflerin deste deste
Topla sal al yanak üste
Naz olmaz sevecen dosta
Gel ki sarılalım Selbi
Zülüflerin lüle lüle
Düştük yine dilden dile
Emrah gitse gelmez yola
Gel ki sarılalım Selbi
Ercişli Emrah
Seyrana Düştü
Çarşamba gününde seher vaktında
Gözüm bir ala göz ceylana düştü
Ataşlı okunu vurdu bağrıma
O da yandı sinem amana düştü
Çıktı bin naz ile göründü bize
Maral tek avcısın düşürdü düze
Buhağın altından tuş geldi göze
Top yop zülüfleri gerdana düştü
Emrah kimse yarın bu kadar öğmez
Âşık olan zorbalara baş eğmez
Arası meydandır uc uca değmez
Aklım o meydanda seyrana düştü
Ercişli Emrah
Yüz Bin Mihnet İle Bir Bağ Becerdim
Yüz bin mihnet ile bir bağ becerdim
Yemedim meyvesin el aldı gitti
Ağlar gözyaşımı Ceyhun eyledim
Çalkandı dünyayı sel aldı gitti
Yüz bin dert çekmişim bin dahi gerek
Çok ömür ister ki bir dahi görek
Yarim elden aldı o zalim felek
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Nazlı yarin kem haberi gelüptür
Dostlar ağlar düşmanlarım gülüptür
Dediler ki dertli Emrah ölüptür
Kimi kazma kürek bel aldı gitti
Ercişli Emrah
Ben Bir Siyah Arap Olsam
Ben bir siyah arap olsam
Giysem karayı karayı
Yitirdim nazlı yarimi
Bulsam arayı arayı
Irak yollar yakın olsa
Her güzelde hakkım olsa
Dostum Lokman Hekim olsa
Sarsam yarayı yarayı
Darı düşürsem ardıma
Bir ateş düştü yurduma
Benim unulmaz derdime
Bulsam çareyi çareyi
Emrah’ım da okur yazar
Hak kalemin kimler bozar
Ayna almış perçem dizer
Zülfün tarayı tarayı
Ercişli Emrah
Dedim Dedi
Seherde uyanmış gözleri mahmur
Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh
Ağ elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı söyledi yoh yoh
Dedim duman nedir dedi aynımda
Dedim zulüm nedir dedi boynumda
Dedim gül memeler dedi koynumda
Dedim ver ağzıma söyledi yoh yoh
Dedim pişen nedir dedi zulümdür
Dedim zulüm nedir dedi ölümdür
Dedim Emrah nedir dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yoh yoh.
Ercişli Emrah
Bugün Dört Güzelin Seyrine Vardım
Bugün dört güzelin seyrine vardım
Biri gelme dedi biri gel dedi
Dedim aşık olup size dem edem
Biri çalma dedi biriğ çal dedi
Birisinin adı Ayşe’dir Ayşe
İkisinin adı Nergis Menevşe
Biri dedi gelin salah ateşe
Biri salma dedi biri sal dedi
Sefil Emrah eder burda kalayım
Bu fena derdime derman bulayım
Her yanaktan bir çift buse alayım
Biri alma dedi biri al dedi
Ellerin Kırılsın Hey Naşi Hoyrat
Ellerin kırılsın hey naşi hoyrat
Sana kimler dedi boz menevşeyi
Nazik eller ile devşir cemeyle
Ak sinen üstüne diz menevşeyi
İki suna gördüm indi bu bağa
Onlar sayesinde bağa nur yağa
Derer deste eder sokar yanağa
Aşk ile devşirir kız menevşeyi
Menevşe gül kokar dostun bağından
Lale rengi gelir al yanağından
Taramış zülfünü dökmüş sağından
Zülüfleri değer yüz menevşeyi
Menevşe açılır bahar yaz olur
Niçin boynun eğri ömrün az olur
Seni devşirenin gamı şaz olur
Sıdk ile devşirip diz menevşeyi
Nice Süleyman’lar tahta erişti
Tahta erişmedi bahta erişti
Emrah’ım bir fena vakte erişti
Dahi kokamayız biz menevşeyi
Göz Düşer (Nar Danesine)
Ezel bahar yaz ayları gelende
Döküldü güzeller yar hanesine
Yiğit de güzelden nasip alanda
Maşallah dediler bir tanesine
Güzeller içinde bir cana benzer
Dili şeyda dişi mercana benzer
Koynunda memeler fincana benzer
Göz düşer Selvi’nin nar danesine
Güzeller dizildi yoldan geçmeye
Bir güzel eğildi suyun içmeye
Sarraflar yığıldı kıymet biçmeye
Bin tümen yetmedi yar sinesine
Sefil Emrah eydür karadır bahtım
Bahar seli gibi kaynadım aktım
Anamı atamı yurdum bıraktım
Katıldım Selvi’nin bar hanasina
Hey Ağalar Dad Gaziler
Hey ağalar dad gaziler
Dağa kar düştü kar düştü
Gurbet ilde yad ülkede
Yada yar düştü yar düştü
Gidin deyin anasına
El değmesin sunasına
Han Selvi’nin sinesine
Bir çift nar düştü nar düştü
Emrah’ım gamdan seslendim
Karlı dağlara yaslandım
Emek verdim bağ besledim
Güle har düştü har düştü |
Sehernen Uğradım Göl Kırağına
Sehernen uğradım göl kırağına
Sonam beni gördü yüzmege durdu
Kanadını çaldı suyun (y) üzüne
Cığa tellerini düzmege durdu
Men gettikçe sonam geldi ırağa
Yandı kara bağrım döndü firağa
Huri tek silkindi çıktı kırağa
Humar gözlerini süzmeğe durdu
İstedim kendimi bu göle atam
Elimi uzatıp yavruyu tutam
Bir hayal eyledim sarılıp yatam
Vefasız göynümü üzmege durdu
Emrah şahin aldı elden laçını
Yel estikçe töker bele saçını
Arzuhal eyledim visal baçını
İnci dişlerini yüzmege durdu
Ercişli Emrah
Sen De Mi Var
Başı boz dumanlı dağlar
Serin yeller sende mi var
Eteğinde yeşil bağlar
Kızıl güller sende mi var
Yükseğinde kuşlar döner
Enginine kervan konar
Yiğit olan ata biner
Böyle kullar sende mi var
Sefil Emrah perde perde
Kendi elinle düştün derde
Bülbülün uçtuğu yerde
Öten diller sende mi var
Ercişli Emrah
Bizim Sahraların Başı
Bizim sahraların başı
Pare pare duman şimdi
Kavuşması bir hoş olur
Ayrılması yaman şimdi
Gülün çevresi har m’ola
Çektiğim ah ü zar m’ola
Acap bizi sorar m’ola
O kaşları keman şimdi
Arasam yari bulurdum
Yoluna kurban olurdum
Bir gün görmesem ölürdüm
Gör n’eyledi zaman şimdi
Ördek çalkanır göllerde
İsmim söylenir dillerde
Kalmışım gurbet illerde
Dağlar başı duman şimdi
Benim aşnam şimdi çıkar
Çıkar da yollara bakar
Emrah’ı odlara yakar
Boyu serv-i revan şimdi
Ercişli Emrah
Bir Nazenim Bana
Bir nazenin bana gel gel eyledi
Varmasam incinir varsam incinir
O nazik elinden ince belinden
Sarmasam incinir sarsam incinir
Kaşları mihraptır gözleri harami
Lisanından döker Tanrı kelamı
Gelir bin naz ile verir selamı
Almasam incinir alsam incinir
Nereden nereye sevdim o yari
Ateş-i hicranı yandırdı narı
Emrahi der şunda giden nigarı
Sevmesem incinir sevsem incinir
Ercişli Emrah
Dinleyelim Dağ Başında Figanı
Dinleyelim dağ başında figanı
Görelim ne demiş o Leyla Leyla
İkimiz de oturalım diz be diz
Biz de hu diyelim hu Leyla Leyla
Felek çakmağını üstüme çaktı
Beni bu unutulmaz derde bıraktı
Vücudum şehrini odlara yaktı
Yandım ateşime su Leyla Leyla
Felek kemendini eyledi çengel
Yara varam desem koymuyor engel
Ölürsem sevdiğim üstüme sen gel
Gözün yaşı ile yu Leyla Leyla
Daim dilimizde Hakk’ın kelamı
Uğra dost yanına eyle selamı
İsmimi sorarsan Emrah gulamı
Daim aklımızda o Leyla Leyla
Ercişli Emrah
Çarşamba Gecesi Çeşme Başında
Çarşamba gecesi çeşme başında
Gözüm bir alagöz ceyrana düştü
Ataşlı okunu vurdu bağrıma
O da yandı canım amana düştü
Gözel çok gözeldi hem ehli-dildi
Sıdk’ınan say saydı göynümü bildi
Başını buladı (salladı) gözünen güldü
Gül budandı gonca gümüna düştü
Bir bölük sonalar inmişler düze
Sırma kaftan elvan görünür göze
Buhağın altından tuş geldi bize
Ay-gızıl memeler gerdana düştü
Emrah kimse yarin bu değer öğmez
Zora gelse de zorbaya bağ eğmez
Arası meydandır uç uca değmez
Aklım o meydanda seyrana düştü
Esme Seher Yeli Esme
Esme seher yeli esme
Değer tellere tellere
Bozulsun fikrimin bendi
Akar ellere ellere
Yardan ayrılan yüz gülmez
Sayrı olan sözün bilmez
Yar adını desem olmaz
Düşer dillere dillere
Sefil Emrah okur yazar
Hak kelamın kimler bozar
Ayna almış zülüf düzer
Benzer güllere güllere
Evvel Bahar Yaz Ayları Gelende
Evvel bahar yaz ayları gelende
Açılmış bahçende nar memelerin
Versen de ağzıma emsem
Bal ile yoğrulmuş yar memelerin
Açma göğsün açma rakip bakıyor
Yar senin atışin beni yakıyor
Tenin misk ü amber olmuş kokuyor
Al benim yağlığım sar memelerin
Ecel kuşu gelip başa konanda
Tenim çıkıp teneşirde yunanda
Biçare Emrah da bir gün ölende
Mezarım taşına sür memelerin
Gül Yavaş Yavaş
Ala gözlerini sevdiğim dilber
Giyin al yeşili gel yavaş yavaş
Cazû kirpiklerin kana boyandı
Ağlama cananım gül yavaş yavaş
Doldur doldur nargileyi tazele
Sarardı gül benzim döndü gazele
Öz elinle indir beni mezara
Üstüme salları sal yavaş yavaş
Emrah diyer acım yerde kalmasın
Vefasız olanlar murat almasın
Gizli ağla düşmanların bilmesin
Akan gözyaşların sil yavaş yavaş
. |