Sarhoşunum, nasıl ayık kalayım?
Aşk şarabın doldu gönül testime.
Sen İran ol bende şahın olayım;
Varsın Sultan Selim gelsin üstüme…
Öyle bir güç var ki aşkın verdiği;
Deryada damladır aklın erdiği.
Perilerin,meleklerin,gerdiği,
Sipersin,kanatsın,kolsun üstüme…
Ali’nin kılıcı elimde aşkın,
Veli’nin duası dilimde aşkın.
Durmasın karşıma çıkacak şaşkın;
Tekmil orduların salsın üstüme…
Yad el dokunursa kaşına senin,
Ölürüm çıkamam karşına senin.
Zarar getirirsem taşına senin;
Yezid’in vebali kalsın üstüme…
Cemal Safi
BULUNUR
Çeker gibi bakma hançeri kından,
Seninde canını yakan bulunur.
Senin de bir zalim gelir hakkından,
Sana da bir kurşun sıkan bulunur.
Aşkımın ahıyla tutulur yakan,
Alıcıkuş kadar sürmez fiyakan.
Senin de gözünü yaşlı bırakan,
Senin de boynunu büken bulunur.
Merhamet olmazsa kalp kiracında,
Tahtın da kurtarmaz seni tacın da…
Bir kara sevdanın darağacında,
Senin de ipini çeken bulunur..!
BESMELE
Hergün biraz daha yoruyor beni
Hasretinle başa çıkamıyorum
Hergece bir yerden vuruyor beni
Sağ salim sabaha çıkamıyorum
Savaşta geçirdim sanki bir ayı
Düşmandan almadım ben bu yarayı
Giderken verdiğin tek sigarayı
Hatıradır diye yakamıyorum
Vicdanın halimi hiç mi sormuyor ?
Küsecek ne yaptım aklım ermiyor !
Zalimsin demeye dilim varmıyor
Tavrına bir isim takamıyorum
Yeterki mektup yaz canımı dile
Yetmezse uğrunda çektiğim çile
Nazar değer diye resmine bile
BESMELE çekmeden bakamıyorum…
GARDİYAN
Kader kurbanına mağrur bakışın
Esaretten beter kor be gardiyan.
Taşyürek denince şöyle bir düşün!
Önünde saygıyla dur be gardiyan…
Söyle gasbı mı var cinayeti mi?
Neden engellersin ziyaretimi?
Kime arz edeyim şikayetimi?
Adalet nerede var be gardiyan? …
Dostun kelamını sıradan sanma
Henüz çözülmedi öyle muamma
Bu milletten şair çok çıkar amma
Hayati gibisi zor be gardiyan…
Bir kez düşmeye gör aşkın narına
Yanardağlar volkan kusar bağrına!
Kerem nasıl yanar Aslı uğruna!
Sen bir de Vasfi’ye sor be gardiyan…
Şayet meraklıysan bülbül diline
Dokunman kafidir gönül teline
Yeter ki üstadın mahir eline
Bir kağıt, bir kalem, ver be gardiyan.
Yaşlı gözlerimde hasret tütmede
Kimi esirgesem elden gitmede
Tek ona saygıda kusur etme de
Cemal’i çarmıha ger be gardiyan! …
Cemal Safi
Aşkıyla tutuştum nur cemalinin
Muhammed sevenin caneviyim ben.
Hasan Hüseyin’ in İmam Ali’ nin
Yandığı ateşin aleviyim ben! ..
Cemal Safi
Canan için canıma eziyetim var benim
Mecnun’ a gıpta eder vaziyetim var benim
Şükür Allah’ ıma ki dertten şiir üretip
Halimi arzedecek meziyetim var benim…
Cemal Safi
Bilmiyorum nerdeyim ne haldeyim ben kimim?
Ayrılırken kimliğim adresim sende kalmış
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış
Akların kaybolduğu renğin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim sende kalmış
Nerede o çocuksu o şımarık hallerim
Saçlarına hasreti tanımayan ellerim
Rengarenk rüyalarım toz pembe hayallerim
Tekmil neş’em sevincim hevesim sende kalmış
Ayıplama kınama kahveye gidiyorsam
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam
Garson çay uzatırken ben ‘aklımda’ diyorsam
Sende kalmış demektir ladesim sende kalmış
Dostlar da muhabbeti kestiler,luzumda yok
Zaten senden ziyade sohbetim sözüm de yok
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış
Allahım düşmanımı düşürmesin bu za’fa
Sanki her noksanımı mecburum itirafa
Hangi şarkıya girsem notalar do re mi fa
Sol! diyorum sana sol! sesim sende kalmış
Sende kalmış umudum saadet çağım sende
Sende kalmış huzurum tüten ocağım sende
Sende hayat kaynağım duygu membağım sende
Can diyorum sana,can-kafesim sende kalmış
Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek
Kelime-i şahadet getirmem için gerek
Son diyorum sana son nefesim sende kalmış…
Cemal Safi
Duydum ki vefasız incinip küsmüş
Darılsa ne yazar darılmasa ne?
Bir selam yollardı onu da kesmiş
Kırılsa ne yazar kırılmasa ne?
Ben keder üretir dert yaratırım,
Aleme ibrettir her bir satırım,
Kırk yılın başında halim hatırım
Sorulsa ne yazar sorulmasa ne?
Benden uzak olsun ersin ahtına
Dilerim sultanlar çıksın bahtına
Layık olmadığı gönül tahtına
Kurulsa ne yazar kurulmasa ne?
Kervanı kırılmış çölden beterim
Hancıya yolcuya hasret giderim
Yüz karası olmuş gönül defterim
Dürülse ne yazar dürülmese ne?
Cemal Safi
Çoban Kızı
Tayfuna tutuldum aşk deryasında
Yönümü yitirdim yüzer dururum
Sahilde vurduğum dert adasında
Dolmayan çilemi yazar dururum
Sezince boyundan büyük nazını
Prenses sanmıştım çoban kızını
Armağan ettiğin çam sakızını
Ya sabır taşında ezer dururum
İltifat eylesem sus der istemez
Şiirler söylesem kes der istemez
İsyankar olurum ister istemez
Canımdan usanır bezer dururum
Aklında iki gün birini tutmaz
Deli etmek için beni unutmaz
Bugünkü adresi yarını tutmaz
Mahalle mahalle gezer dururum
Her gece teklifsiz rüyama girer
Uykumu bölmenin zevkine erer
Önüme bir yığın bilmece serer
Ağlaya ağlaya çözer dururum
Bir zaman baş tacı ettiğin bendim
Nereye layıktım nereye kondum
Kapıya atılmış paspasa döndüm
Çiğneyip geçtikçe tozar dururum
Cemal Safi
Sen benim gözümde bir kifayettin.
İlk değil alçağı yüksek görüşüm.
Sanma ki sen bana ihanet ettin;
O, senin aslına rücu edişin.
kahrını çektiysem vardır bir neden
sendin bu duyguyu bende üreten
kim kimi kullanmış şöyle bir düşün
o senin aslına rücu edişin
ilk defa başımı vurmadım taşa
yanıla yıkıla geldim bu yaşa
sanma ki sen beni aldattın haşa!
çoktandır başladı bende bitişin
o senin aslına rücu edişin
Cemal Safi
Cemâline sığındım haşmet i celâlinden
Sana meftun gönlümü fani sevdadan koru
Nar ı hicranla yandım memnu aşk melâlinden
Son olsun kainatın ulu imparatoru
Şahadet ederim ki tek ALLAH sın ilâh yok
Son resulün Muhammed, cevaplandı ilk soru
Kabir azabı verme, sevap cüz i, günah çok
Gaffarsın kainatın ulu imparatoru
Sana ait evrenin bu muhteşem imarı
Sema eder yıldızlar senin emrine doğru
Sen sonsuz semavatın sırlarının mimarı
Ahatsın kainatın ulu imparatoru
Günde bilmem kaç bin kez tıklattırıp durursun
Sol göğsüme koyduğun yürek denen motoru
Ezel sen çalıştırdın ebed sen durdurursun
Amenna kainatın ulu imparatoru
Ayın, yıldızın şavkı güneşin aks imidir?
O senin ol dediğin vaktin ilahi nuru
Bu benin inanışım, yanlış mı? aksi midir?
Ne dersin! Kainatın ulu imparatoru
Kıyamete yaklaştık güya ayı keşfettik
Tam kırk milyon metreymiş ölçmüşler ekvatoru
Özenip bezediğin bir cihanı mahvettik!
Sabrettin kainatın ulu imparatoru
Varlığını tartıştı; Firavun, Mûsa ile
Rüsva ettin elçine diklenen diktatörü
Koca deniz ikiye bölündü asa ile
Hükmettin kainatın ulu imparatoru
Nemrut ki ateşlere atmıştı İbrahim i
Gülizara döndürdün yanardağ gibi koru
Habibinden öğrendik biz RAHMANI RAHİMİ
O sensin kainatın ulu imparatoru
Kim hamile bıraktı Meryem adlı nisayı!
Âmâya göz, ölüye can bahşeden doktoru!
Kim vahdetti Ahmet i müjdeleyen İsa yı!
Sensin sen kainatın ulu imparatoru
Bir ömür eziyetten işkenceden yorucu
Huzur u mahşerinde ifadenin en zoru
Cümle vebalimizden ibra için orucu
Lütfettin kainatın ulu imparatoru
Sedası son verecek kulakların pasına
İsrafil in üfleyip çaldığı anda sur u
Günahımızı sildir Firdevs in paspasına
Medet ya kainatın ulu imparatoru!
Cemal Safi